29 Nisan 2013 Pazartesi

KURU MEYVELİ KEK

Kuru meyveli kek tarifi
Kuru meyveli kek nasıl yapılır
Meyveli kek tarifi
     Çocukluk yıllarımdan hatırladığım, köyde ziyaretine gittiğimiz ev sahipleri kendi ürettikleri ceviz, kuru üzüm, incir, kayısı, badem ve daha bir çok çeşitten oluşan kuru yemiş, meyve, şerbet ikram ederlerdi.Sonra ne değişti de bunların yerini gazozlar ve hazır gıdalar aldı, bilemiyorum.Neyse ki, son yıllarda kuru meyvelerin değeri tekrar bilinmeye, diyetlerde bile sağlıklı atıştırmalıklar olarak önerilmeye başlandı.Ben de her gün bir avuç fındık, bir kaç kuru kayısı gibi reçetelerden yola çıkarak hepsini bir arada kek içinde kullanmayı düşündüm. Kek içerisinde ne kadar sağlıklı oldukları belki tartışılır ama en azından bir dilim kek ile hepsi bir arada yenilebilen pratik bir çözüm oldu.Bizim evde çok tüketildiğinden, evde ki mevcut kuru meyvelerden kullanarak, bol kuru meyveli bir kek yaptım.Siz de istediğiniz malzemeleri ekleyip, çıkartarak ve şeker oranını damak zevkinize göre ayarlayarak bu keki yapabilirsiniz.Kekin tadını herkes oy birliği ile beğendi ama ismi konusunda Nuh'un keki, kuru aşure, enerji bombası, atom gibi ilginç isim önerileri geldiyse de  :) ben kısaca kuru meyveli kek demeyi uygun gördüm.
Malzemeler:
  • 3 adet yumurta 
  • 1 su bardağı toz şeker 
  • 1 su bardağı zeytinyağı 
  • Yarım su bardağı buğday nişastası 
  • 1 su bardağı yoğurt 
  • 1 paket kabartma tozu 
  • 1 paket karbonat (5 gram)
  • 2 su bardağı un 
  • 1 çay bardağı ceviz 
  • 1 çay bardağı fındık
  • 1 adet portakalın kabuğu 
  • 1 yemek kaşığı tarçın
  • 3 adet kuru incir 
  • 3 adet kuru kayısı 
  • 3 adet kuru trabzon hurması 
  • 1 kahve fincanı kuru üzüm 
  • 1 kahve fincanı yaban mersini 
  • Pudra şekeri
Yapılışı:
  • Kuru meyvelerin hepsi zar büyüklüğünde doğranır.
  • Sıcak suyun içinde 10-15 dakika bekletilip, suyu süzülür.
  • Kağıt havlu ile kurulanan meyveler çok az unlanır.
  • Ceviz ve fındık biraz irice kalacak şekilde dövülür.
  • Portakalın kabuğu rendelenir.
  • Oda sıcaklığında ki yumurtalar ve toz şeker mikser ile beyazlaşana kadar çırpılır.
  • Zeytinyağı, yoğurt, kabartma tozu ve karbonat eklenip, çırpılır.
  • Un ve buğday nişastası da elenerek, eklenir.
  • Kuru meyvelerde eklenerek, kaşıkla karıştırılır.
  • Yağlanıp, unlanmış 25x25 cm ölçülerinde borcam fırın kabına hamur yayılır.
  • Önceden ısıtılmış 180 derece fırında, 50 dakika pişirilir.
  • Kek fırından çıkartılıp, kürdan ile pişip pişmediği kontrol edilir.
  • Soğuyunca üzerine pudra şekeri elenir.

28 Nisan 2013 Pazar

ENGİNAR KIZARTMASI

Enginar kızartması tarifi
Enginar kızartması nasıl yapılır
Çıtır enginar tarifi
Enginar cipsi nasıl yapılır
     Bebek enginar ya da enginar kalbi denilen küçük boy ve tazelikte enginar bulabilirseniz, gerçekten çıtır çıtır lezzetli bu enginar kızartmasına ara sıcak yada meze olarak sofralarınızda yer verebilirsiniz. Bu çok pratik enginar tarifini Özlemaki'nin yaptığı gibi enginarların saplarını kesip, haşladıktan sonra ortadan dikine kesip, una bulayarak kızartabilir ve üzerine sarımsaklı yoğurt dökebilirsiniz. Yada benim yaptığım gibi biraz daha görsel olsun deyip yorum katmak isterseniz :)  saplarıyla birlikte haşlayıp, unlayıp yapraklarını kopartmadan çiçek gibi açarak kızarttıktan sonra yanında sarımsaklı yoğurtla servis edebilirsiniz. Pazarlarda, sokaklarda her yerde, her boyda enginarın satıldığı bu günlerde her zamankinden değişik bir enginar tarifi denemek isterseniz; ister Özlemaki gibi haşladığınız enginarları unlayıp, ikiye bölüp kızartın isterseniz benim gibi saplarıyla birlikte enginar çiçekleri açtırın :)
Malzemeler:
  • 15-20 adet bebek enginar 
  • 1 su bardağı un 
  • 1 tatlı kaşığı tuz 
  • 1 adet limonun suyu 
  • 250 gram yoğurt 
  • 3-4 diş sarımsak 
  • 1 demet dereotu 
  • Zeytinyağı 
Yapılışı:
  • Bebek enginarların sert dış yaprakları sap kısmı kopartılmadan kesilir.
  • Sapların sert dış kısmı bıçakla alınıp, temizlenir.
  • Su doldurulan derin bir kaba 1 tatlı kaşığı un ve limonun suyu eklenir.
  • Enginarların varsa ortada ki tüylü kısmı çay kaşığı yardımı ile çıkartılır.
  • Enginarlar temizlendikçe kararmaması için limonlu suyun içine atılır.
  • Kaynayan su içinde 10 dakika yumuşayana kadar haşlanır.
  • Enginarlar süzgece konulup,süzdürülür.
  • Kağıt havlu ile kurulanıp, unlanır.
  • Fazla unu silkelenip, kızgın yağda kızartılır.
  • Kızartılan enginarlar kağıt havlu üzerine çıkartılır.
  • Sarımsaklı yoğurt hazırlanarak ister ayrı bir kapta, istenirse enginarların üzerine dökülerek servis edilir.

23 Nisan 2013 Salı

ÇOCUK BAYRAMI KUTLU OLSUN

                              Çocuklarınız sizin çocuklarınız değil,
                              Onlar kendi yolunu izleyen Hayat'ın oğulları ve kızları.
                              Sizin aracılığınızla geldiler ama sizden gelmediler
                              Ve sizinle birlikte olsalar da sizin değiller
                              Onlara sevginizi verebilirsiniz,düşüncelerinizi değil
                              Çünkü onların da kendi düşünceleri vardır.
                              Bedenlerini tutabilirsiniz,ruhlarını değil.
                              Çünkü,ruhlar yarındadır.
                              Siz ise yarını düşlerinizde bile göremezsiniz.
                              Siz onlar gibi olmaya çalışabilirsiniz ama sakın onları
                              Kendiniz gibi olmaya zorlamayın.
                              Çünkü hayat geriye dönmez ,dünle de bir alışverişi yoktur.
                              Siz yaysınız,çocuklarınız ise sizden çok ilerilere atılmış oklar
                              Okçu,sonsuzluk yolunda ki hedefi görür
                              Ve o yüce gücü ile yayı eğerek okun uzaklara uçmasını sağlar
                              Okçunun önünde kıvançla eğilin
                              Çünkü okçu,uzaklara giden oku sevdiği kadar
                              Başını dimdik tutarak kalan yayı da sever.
                                                                                                  Halil CİBRAN

16 Nisan 2013 Salı

4.İZMİR YEMEK BLOĞU YAZARLARI TOPLANTISI

     Pazar günü İzmirli Yemek Bloglarının katılımı ile 4.İzmir Yemek Bloğu Yazarları toplantısı yapıldı.Çok güzel manzaralı bir mekanda,birbirinden güzel insanlarla toplandık,sohbet ettik ve çok güzel bir gün geçirdik. Evinizde kendi kendinize yazdığınız satırların bu kadar samimi ve içten duygularla,dostluklarla geri dönmesi bana gerçekten çok ilginç geliyor.Katılımcı blog yazarları arasında  yıllardır tanışanlar da var ama her geçen gün yeni katılımlarla sayımız çoğalıyor ve ilk defa katılanlar bile aynı içtenlikle ve samimiyetle yıllardır birbirlerini tanıyorlarmış gibi bir araya geliyorlar.Bu etkinlikler sayesinde eski dostlarla bir araya gelinip hasret gideriliyor,yeni yeni de dostluklar edinme olanağı bulunuyor.Bu toplantıyı organize eden,organizasyon komitesinde ki; Suna Erden Gökkaya, Nigar Sargın, Leyla Güner, Sibel Berkem, Zeynep Güler, Dilek Bilginer Ihlamur arkadaşlarımıza bizlere güzel bir gün yaşatabilmek için harcadıkları emek ve tüm yorgunluklarına rağmen son dakikaya kadar gülen yüzleri için çok çok teşekkürler.
 
     Komitede ki çalışmaları dışında çekiliş kurabiyelerini hazırlayan Zeynep Güler ve çekilişe konulan Ebru çalışmalarını hazırlayan Leyla Güner arkadaşımıza ve ben fotoğraf makinası götürmediğim için bu postu hazırlarken kullandığım fotoğrafları çeken arkadaşlarımıza da çok çok teşekkürler.Önce ki etkinliklere güzel pastaları ile katılan Zeynep Güler arkadaşımızın,bu defa da etkinlik için yaptığı tasarım kurabiyelerinin tadına bakma olanağımız oldu.Kurabiyenin üzerinde ki numaralara göre çekiliş yapılması fikri de ayrıca çok hoştu,seçtiğim numara bana pek şans getirmese de :) hediye çıkan arkadaşlarımız hediyelerini güle güle iyi günlerde kullansınlar.Bu kadar çok sayıda kişiye, emek harcayarak yaptığın  güzel kurabiyelerin için eline sağlık,çok teşekkürler...
      Toplantı Pasaport İskelesi yanında ki sanıyorum İzmir'in en güzel manzaralarından birine sahip Kordon Otelde yapıldı.Önceki etkinliklerden farklı olarak kendimiz yiyecek bir şeyler götürmedik ama otelin ve sponsorlarımızın ikramları o kadar çoktu ki,eminim herkese fazlası ile yetti.
     Muratbey peynirleri,bence günün en güzel lezzetiydi.Peynir yemeyi çok sevdiğimden yeni çıkan çeşitleri takip etmeye çalışırım ama o kadar çok çeşit üretmişler ki,denemediklerimi de bu sayede denemiş oldum, hatta denemenin de ötesine geçip,hepimiz peynire doyduk diyebilirim.Bu kadar çok çeşitte ki peynir tabağının yanında bir de şarap olsaydı :) Bir gün önce yapılan peynir festivaline gidememiştim,bu kadar çok peynir çeşidi ikramını görünce bir an festivalin devamı mı diye düşündüm.Bu peynir çeşidi bolluğunun festival ile ilgisi yokmuş ama bence Muratbey peynirleri o gün orada bizlere peynir festivali yaşattılar.Sürmeli adı ile piyasaya sürülen peyniri nerede ise krema gibiydi,fıstıklısı,domateslisi derken hepsi birbirinden lezzetli ve çok güzel sunumlar yapılabilecek peynir çeşitlerinden ben en çok sıcak sıcak gelen hellim ızgaraları ve kiraz domateslerle sunulan örgü peyniri beğendim.Bu arada Muratbey peynirleri Manisa Salihli Gökköy Ormanına bizim adımıza ağaç diktirip,Tema vakfından adımıza verilmiş sertifikalarımızı da bize ulaştırarak hem doğa dostu bir firma olduklarını kanıtladılar,hem de bizlerin bir dikili ağacımız olmasına da aracı oldular.Bu düşünceleri için de ayrıca bir teşekkürü hak ediyorlar bence.

 
     Özsüt'ün kuru pastaları ve özellikle çikolatalı kanaş pastası yanında kahve ikramı birbirine çok yakışan bir lezzet ikilisi olmuştu.
     Geleneksel hale gelen toplantılarımızda bizleri yalnız bırakmayan,gün boyunca bizimle vakit geçiren sponsorlarımızdan;DR.OETKER, SÖKE UN, KOROPLAST, DURU BULGUR, SELVA MAKARNA, KRİSTAL YAĞLARI, LİPTON, FEAST, MURATBEY PEYNİRLERİ, TURSİL JEL, FAİRY, SWEETVİA, İLYAS GÖNEN KAHVE, ÖZSÜT, NİVEA, FORM STUDİO, İMPETUS REKLAM, CAN AJANS'a
ve kura çekilişine hediyeler koyan ZEPHYROS OTEL, İMSE İZMİR MUTFAK SANATLARI ENSTİTÜSÜ, BARMAR, AKADEMİ TİYATRO, AVŞAR VERDA, FORM STUDİO
Hepinize çok çok teşekkürler. 


     Sponsorlarımızın hediyesi ürün poşetleri ile  beni evimin kapısına kadar bırakan Özlemaki'ciğime de ayrıca çok çok teşekkürler.

9 Nisan 2013 Salı

KÜÇÜK KARA BALIK PASTASI

Vegan doğum günü pastası tarifi
Vegan doğum günü pastası nasıl yapılır
Şeker hamurlu doğum günü pastası tarifi
     Çocukluk yıllarında okunan kitaplar unutulmuyor, insanın ufkunu açıyor ve çoğu zaman düşünce yapısını, geleceğini şekillendiriyor diye düşünüyorum. Kitaplar önemli olmasaydı; bu kadar yasaklı, yakılan, yok edilen kitap olur muydu ?
     Oğlum da çocukluk yıllarında çok sayıda kitap, dergi hatta ansiklopedileri ezberleyerek okudu. Bu kitapların hangileri bu günkü düşünce yapısını ne kadar etkiledi bilemiyorum. Hatırladığım Pollyanna'dan hiç hoşlanmadı ve daha sonraları da hiç bir zaman olaylara Pollyanna gibi iyimser bir bakış açısı ile bakmadı. Çocukluk yıllarında bile dünyaya, olaylara, her şeye farklı bir bakışı vardı. Behrengi'nin yazdığı Küçük Kara Balık beni etkilediği kadar, oğlumu da etkileyen kitaplardan biri diye düşünüyorum. Behrengi; küçük bir balığın sınırlarını zorlamasını, özgürlüğüne kavuşabilmek için, diğer balıklarla, tehlikelerle savaşmasını, bulunduğu ortam dışına çıkarak su birikintisinden, nehirlere; nehirlerden denizlere; denizlerden okyanusa ulaşmasını ve bu yolda karşılaştığı engelleri aşmasını balık ninenin ağzından masalı dinleyen yavru balıklara  anlatıyor. Balık ninenin anlattığı masalı dinleyen on bir bin dokuz yüz doksan dokuz balık masaldan sonra yatıp uyuyor ama masalın sonunda o masalı dinleyen balıklar arasında ki küçük kırmızı balığı uyku tutmuyor, bu defa da o sabaha kadar denizi ve küçük kara balığı düşünüyor. Bu hikayede ki o küçük kara balık bana her zaman kabına sığamayan, gözü hep dışarıda ki dünyada olan oğlumu hatırlatıyor. Oğlumun çocukluğunu ve bu günlerini bilenler eminim bana hak vereceklerdir. Çünkü oğlum her yaşta, her şeyiyle, her ortamda farklıydı ve o hep ırmağın sonunu, sonunda ki denizi merak eden bizim küçük kara balığımızdı. Bir daha ki doğum gününde belki de başka ırmaklarda, denizlerde olacak oğlumun bu sene ki doğum günü için Küçük Kara Balık pastası yapmayı düşündüm. Dilerim, önünde hiç bir engel, hiç bir tehlike olmadan denizlere, okyanuslara ulaşabilirsin...Ve unutma ki, kaç yaşına gelirsen gel, sen bizim Küçük Kara Balığımızsın. Sen çok yaşa, mutlu ve özgür yaşa benim Küçük Kara Balığım...
     Aslında çok bilinen çocuk kitaplarından biri ama çocuklar kadar büyüklerin de bir kez daha okumalarında fayda olan bir hikaye bence. Bilmeyenler ya da hatırlamak isteyenler için, Samed Behrengi'den Küçük Kara Balık ve onun tüm engellere rağmen denize ulaşma hikayesi...
     Oğlum vegan beslenmeyi tercih ettiği için, pastasının bazı malzemelerini değiştirerek de olsa, Lama Mutfakta'nın kek tarifinden iki ölçü yapıp, çilekli muhallebi ile kremasını yaptım ve şeker hamuru ile kapladım. Oğlumun ilk yaş gününden bu yana pastaları hep çilekli olduğundan, geleneği bozmayıp bu defa da kremasına çilekler ekledim.

Çilekli Vegan Pasta Malzemeleri:
  • 3 su bardağı un 
  • 2,5 su bardağı toz şeker 
  • 8 yemek kaşığı kakao 
  • 1 çimdik tuz 
  • 1,5 su bardağı soğuk su 
  • Yarım su bardağı zeytinyağı 
  • 2 yemek kaşığı elma sirkesi 
  • 2 paket vanilya 
  • 2 paket karbonat 
Yapılışı:
  • Un elenerek geniş bir kaba alınır.
  • Tozşeker, kakao ve vanilya eklenip, karıştırılır.
  • Ortası havuz gibi açılarak kabartma tozu, karbonat ve üzerine elma sirkesi eklenir.
  • Tuz, zeytinyağı ve su da eklenerek çatal ile hiç pürüz kalmayana kadar karıştırılır.
  • Karışım yağlanıp, unlanmış dikdörtgen fırın kabına dökülür.
  • Önceden ısıtılmış 175 derece fırında, kontrol edilerek yaklaşık 50 dakika kadar pişirilir.
  • Fırından alınan tepsi soğuyunca iki parçaya kesilir.
  • Arasına muhallebi ve ince ince kesilmiş çilekler konularak ikinci katı kapatılır.
  • Pastanın üzeri şeker hamuru ile kaplanır.

Krema Malzemeleri:
  • 4 su bardağı soya sütü 
  • 8 yemek kaşığı toz şeker 
  • 2 yemek kaşığı buğday nişastası 
  • 2 yemek kaşığı un 
  • 250 gram çilek 
  • Kaplamak ve süslemek için şeker hamuru
Yapılışı:
  • Un, buğday nişastası, tozşeker derince bir tencereye konulur.
  • Üzerine yavaş yavaş ve sürekli karıştırarak soya sütü eklenir.
  • Muhallebi kıvamına gelince ocaktan alınır.
  • Soğuyunca kekin arasına yayılır, ince ince doğranmış çilekler yerleştirilir, bir kat daha muhallebi kaşıkla yayılır.
  • Kekin ikinci katı konulup, kapatılır.

5 Nisan 2013 Cuma

DANSÇI PASTASI

Dansçı pastası 
Şeker hamurundan dansçı pastası
Flamenko dansçı pastası
      Dans kurslarına devam eden, ailemizin hali hazırda ki tek dansçısı kuzenimiz Narin'in doğum günü için ona şeker hamuru ile kapladığım sürpriz bir pasta yaptım. Dikdörtgen bir pandispanya pişirip, dans pisti şekli verdim. Kremasına da nescafe, damla çikolata ve Narin'in sevdiği Baileys coffee liköründen ekledim. Umarım dansçı figürlü, baileys aromalı pastasını beğenmiştir. Çünkü, Narin'in sürpriz doğum günü partisinden henüz haberi olmadığından ve ben de sürprizi bozmak istemediğimden postu biraz geç saatte yayınlamaya karar verdim. Dans pisti üzerinde dans eden bir çiftin yer aldığı  figürlü pastayı yapmaya karar verdiğimde, dansçı arkadaşları ile birlikte doğum gününün dans gecelerinin düzenlendiği bir mekanda kutlanacağından haberim yoktu. Bilmeden yaptığım bu dansçı pastasının kutlamanın zaman ve mekanına uygun olması yani tam yerine denk gelmesi de benim için güzel bir sürpriz oldu.
         Narin'ciğim; yeni yaşın kutlu, mutlu, sağlıklı olsun, nice nice yıllara...



2 Nisan 2013 Salı

BENİM MESKENİM DAĞLARDIR



65 YILDIR MESKENİ DAĞLAR OLAN SABAHATTİN ALİ ANISINA;

                                           Başım dağ, saçlarım kardır,
                                           Deli rüzgarlarım vardır,
                                           Ovalar bana çok dardır,
                                           Benim meskenim dağlardır. 

                                           Şehirler bana bir tuzak,
                                           İnsan sohbetleri yasak,
                                           Uzak olun benden,uzak,
                                           Benim meskenim dağlardır.

                                           Kalbime benzer taşları,
                                           Heybetli öter kuşlar,
                                           Göğe yakındır başları,
                                           Benim meskenim dağlardır.

                                           Yarimi ellere verin,
                                           Sevdamı yellere verin,
                                           Yelleri bana gönderin,
                                           Benim meskenim dağlardır.

                                           Bir gün kadrim bilinirse,
                                           İsmim ağza alınırsa,
                                           Yerim soran bulunursa,
                                           Benim meskenim dağlardır.

                                                                     Sabahattin Ali

1 Nisan 2013 Pazartesi

AYLARDAN NİSAN...İLKBAHAR GELDİ

Royal ıcıngli kurabiye
Bahar çelengi kurabiye

                                            Bu sabah mutluluğa aç pencereni,
                                            Bir güzel arın dünkü kederinden,
                                    Bahar geldi, bahar geldi güneşin doğduğu yerden,
                                                   Çocuğum, uzat ellerini.

                                            Şu güzelim bulut gözlü buzağıyı,
                                                Duy böyle koşturan sevinci,
                                            Dinle nasıl telaş telaş çarpıyor,
                                                   Toprak ananın kalbi.

                                            Şöyle yanıbaşıma çimenlere uzan,
                                            Kulak ver gümbürtüsüne dünyanın,
                                                  Baharın,gençliğin ve aşkın,
                                            Türküsünü söyleyelim bir ağızdan.
                                   
     Takvimlere göre, ilkbahar mart ayı ile birlikte başlıyor ama çoğu zaman kışı aratmayan soğuk havaları sebebiyle benim için ilkbahar, Nisan ayı demek.Çiçeklerin açtığı, kasvetli günlerin bittiği, yeni bir hayatın başladığı günler...
    Ataol Behramoğlu'nun dizelerinde ki gibi, ''Mutluluğa açalım pencerelerimizi, çimenlere uzanıp baharın, gençliğin ve aşkın türküsünü söyleyelim bir ağızdan''

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...