Elişleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Elişleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Aralık 2013 Cuma

HER ÇOCUĞA BİR OYUNCAK ETKİNLİĞİ

Polar kumaştan çocuk oyuncakları nasıl yapılır
Çoraptan at  nasıl yapılır
     Geçen sene ''Sevgi ağacına bir Yaprak da Sen Olur musun'' etkinliğine katıldığım Begonya 35 bloğunun sahibi Leyla'dan, bu yıl da ''Her Çocuğa Bir Oyuncak Etkinliği'' daveti gelince, tüm yoğunluğuma rağmen bir kaç oyuncakla da olsa bu etkinliğine katılmak istedim. Bu etkinliğin özelliği, hastahanelerde uzun zaman tedavi gören çocuklara el emeğimiz ile kendi yaptığımız oyuncakları yılbaşı öncesi ulaştırmak ve onları biraz da olsa mutlu etmekti. Yaptığım oyuncaklar içinde en çok beğendiğim, eskiden özellikle erkek çocuklarının ağaç dallarından yapıp üzerine bindikleri hayali atlar oldu. Çocukluğumda benim de çok bindiğim bu hayali atları benim gibi seven kız çocukları da olabilir düşüncesi ile kız ve erkek çocuklar için bir çift at yaptım. Atlar için, büyük boy erkek çorabının içini silikon ile doldurup, içine soktuğum bir metrelik bir sopayı yapıştırarak sabitledim, yelelerini ve kulaklarını ince keçeden, göz ve burun deliklerini ise düğmelerden yaptım.
  Kullandığımız telefonlar artık çevirmeli olmasa da, çocuklar eski usul çevirmeli telefonları da tanısınlar, telefonla vakit geçirip sevdiklerini arayabilsinler diye düşünerek polar kumaştan ahizesi kaldırılabilen bir de telefon yaptım.
     Hastahanelerde genellikle çocukların ayaklarını ısıtmak için kullanılan termaforlardan alıp, termafora civciv şeklinde kılıf diktim.
   Etkinliğe katılan pek çok arkadaşımızın yaptığı gibi çocukların kullanması için, iki adet de yastık diktim.Çocukların beğeneceğini umduğum bu yastıklardan birini salyangoz, diğerini ise kedi şeklinde yaptım.
     İzmirli Yemek Blogları Buluşması çalışmalarının ardından, bir de önceden planlanmış yolculuk tarihim denk gelince, istediğim kadar oyuncak yapamadım ama neyse ki etkinliğe katılan arkadaşlarımızın yaptığı oyuncaklarla epeyce fazla sayıda oyuncak oldu sanıyorum. Siz de bu etkinliğe katılmak isterseniz, halen geç kalmış sayılmazsınız, hastanelerde tedavi gören, morale ihtiyacı olan çocuklarımıza birer tane de olsa kendi el emeğiniz ile hazırlayacağınız bir oyuncak yapıp, 25 Aralık tarihine kadar Leyla'ya ulaştırabilirsiniz.
 

11 Ekim 2012 Perşembe

SEVGİ AĞACINA BİR YAPRAK-ÇOCUK GELİNLER

     Sevgi Ağacına Bir Yaprak da Sen Olur musun ? çağrısına, uzun zamandır katılmak istememe ve nasıl bir yaprakla katılacağım fikri ilk günlerden beri aklımda olmasına rağmen, biraz yoğunluktan biraz da tembelliğimden olsa gerek, son beş güne bıraktım.Zaman daralınca acele ettim ve yaptıklarım biraz acemice oldu ama önemli olan böyle güzel bir fikirde benim de yaprağımın olması diye düşünüyorum.Begonya 35 bloğunun sahibi Leyla hanıma söz verdiğim üzere, nihayet ağaç için dört yaprak gönderiyorum ve sonuçta herkesin katılımı ile ortaya güzel bir şey çıkacağına inanıyorum.
   Sevgi ağacının yaprakları, kadınların göndereceği el emeği ile yapılmış yapraklardan oluşturulacak. Ben de, yapraklarım da kadınlarla, kadın sorunları ile ilgili bir şeyler olmalı diye düşündüm.Kadınlara uygulanan şiddet, çocuk gelinler, tecavüzler ve kürtaj yasası.Aslında saymakla biter mi bilmem yaşananlar ya da ne kadarı yansıtılabilir ki yapraklara.Kadının namusunun ailede ki, toplumda ki diğer erkekler tarafından korunması anlayışı ve kadına şiddetin bir parçası olarak gördüğüm, çocuk gelinlerle ilgili yaşanan olaylar beni çok etkiliyor.Hani,  küçücük bedeninin altında kocaman yüreği görülmeyen,beline sarılan kırmızı kurdela ile hediye paketi gibi hazırlanan, kendi ağırlığı ne kadar ki ağırlığınca altın takılan, o bembeyaz gelinliğinin, bembeyaz duvağının altında takılı  kara duvağını göremediğimiz çocuklar.Karaduvağın altında ki korkmuş, çaresiz çocuk gözleri nasıl görülmez de, tecavüz edilir, intihar ettirilir, öldürülür.Belki de okumak isterken ya da kendi yaşında bir sevdiği varken; babası hatta dedesi yaşında adamlara başlık parasına satılır, ailesinin gelir kaynağı olur. İnanmak çok zor bu olup bitenlere ama daha da kötüsü bilmediğimiz yerlerde bilmediğimiz çocukların başlarına gelenler.Uçan Süpürge Kadın İletişim ve Araştırma Derneği, bu yıl ilk defa kutlanacak olan 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü'nde, Türkiye'den Dünya'ya çocuk evliliklerinin son bulması için çağrıda bulunacak, umarım çaresiz kız çocuklarının sesini duyan olur.Sevgi ağacında yer alacak yapraklardan birinde  Ataol Behramoğlu'nun dizelerini paylaşmak istedim.
                                     Bütün insanları dostun bil, kardeşin bil kızım
                                     Sevginin ürünüdür insan, nefretin değil kızım.
                                     Zulmün önünde dimdik tut onurunu,
                                     Sevginin önünde eğil kızım.
  Tasarımı bana ait olmayan, sanıyorum kadın platformlarından birinin kullandığı bu iki afişi ben çok beğenmiş, anlamlı bulmuştum.Aynısını yapamasam da benzetmeye çalışarak daha küçük boyda hazırlayıp, boyadım Sevgi ağacında bir yaprak olması için bunları da göndermeye karar verdim.
     Hemen her gün bir kadın cinayetinin, tecavüzünün olduğu, içimizin karardığı bu ülkede gene de güzel günler görme umudunu elden bırakmamak gerekir diye düşünüp, Nazım Hikmet'in Güzel Günler Göreceğiz Çocuklar şiirinden bir bölümün yer aldığı bir yaprağında, Sevgi Ağacında yer almasını istedim.
                                     Çocuklar inanın, inanın çocuklar
                                     Güzel günler göreceğiz güneşli günler
                                     Motorları maviliklere süreceğiz
                                     Güzel günler göreceğiz güneşli günler

4 Nisan 2011 Pazartesi

CARTE D'OR DONDURMALI BLOG'DAN ÖDÜL

Carte D'Or Etkinliği

     Blogların kapalı olması nedeniyle son günlerinde haberdar olup, Carte d'Or Dondurmalı Pasta fanusundan yapmış olduğum ve Dondurmalı Düşler Etkinliği'ne gönderdiğim obje ile ödül almak beni çok sevindirdi. Asıl sevindiğim ise objelerin seçimini yapan Derya Baykal ile bir gün geçirip, beraber bir şeyler üretebilmekti.Derya Baykal kadar Oya İnci ve Sibel Yüksel'in katılımı da hepimizi mutlu etti.Derya Baykal'ı yıllardır tiyatro oyunlarından takip ederken, geçen yıllar içinde onun bambaşka bir yüzüyle karşılaştım.Örgü, dantel, takı, seramik, yemek yapabilen aynı zaman da tiyatro oyunlarına, tv dizilerine, blog yazmaya yetişebilen kaç kişi vardır acaba.Derya Baykal'ın yaptığı programlardan öğrendikleri ile kendi ayakları üzerinde duran, ekonomik bağımsızlığını kazanan çok sayıda kadına üretme gücü, cesareti verdiği için teşekkürler...   
     Carte d'Or dondurmalarının lezzeti tartışılmaz, özellikle parça çikolatalı dondurması favorim...Brownieli çikolatalı yeni ürünleri de çok güzel...Düzenledikleri etkinlikte çok güzel zaman geçirdik, ikramları, hediyeleri, genç ve güzel ekiplerinin ilgileri için çok teşekkür ederim.
     Etkinliğe katıldığım objenin yapılışı. dondurmaliblog adresinde yer almaktadır.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...